12 Mayıs 2012 Cumartesi

İSRAİLOĞULLARI VE ŞEYTAN İLİŞKİSİ



gelenler belgeselinden sonra şimdide sizi farklı bir video ile tanıştırmak istiyorum. 2 saati aşkın bir zamanı olan bu video'da israiloğulları,illuminati ve masonluğun doğuşu hakkında bilgiler var. hala kim olduğunu bilmediğim anlatıcıyı dinlerken hiç sıkılmayacaksınız. mutlaka izlemeniz gereken bir video. iyi seyirler

Kolay yaşa sakin öl

Geçenlerde, uzun bir aradan sonra, A Room With a View (Manzaralı Bir Oda) filmini izlerken hatırlamadığım bir sahne ile karşılaştım.
Filmin kahramanı, Lucy Honeychurch, sevmediği bir adamla nişanını bozar ama sevdiği adamla beraber olmaya cesareti yoktur. Piyanonun önüne oturur, aşka ve evliliğe kafa tutan, dervişvari yaşamı öven bir şarkı söylemeye başlar.
Kulaklarını tıka söylenirken şarkı, çalarken ut;
Parmağını kırmızı altından uzak tut;

Boş yürek ve göz ve el,
Kolay yaşa, sakin öl.

Araştırınca şarkının İskoç romancı Sir Walter Scott  (17711832) tarafından yazılmış, Lucy Ashton’un şarkısı adlı klasik şiirden bestelendiğini öğrendim.(*)
İlk defa, aşka değil, âşık olmamaya, evlenmek yerine bekâr kalmaya dair bir şiir okumuş oldum.
Sokrat’a “Evlilik mi iyi, bekârlık mı?” diye sorulduğunda, “Hangisini seçerseniz seçin, pişman olacaksınız,” demiş.
İstanbul’da, biri hiç evlenmemiş (Şerif Kaynar), diğeri iki başarısız evlilikten sonra tövbe etmiş (İrfan Kocabıyık) iki arkadaşım var.
Kaynar’a, bir gün Napolyon’un “Bekârlar kral gibi yaşar, köpek gibi ölür,” sözünü hatırlattığımda onun doğrusunun “Evliler köpek gibi yaşar, kral gibi ölür,” olduğunu söylemişti.
Dün Sokrat’ın sözünü hatırlattım. Bekâr kaldığına pişman mıydı? “Pişmanım ama Ecevit devrinde ithalat yapmadığım için,” dedi.
Kocabıyık, kısa bir süre önce, kendi dahil herkesi şaşırtarak, İzmirli, harika bir kadınla evlendi.
Sokrates’in sözünü ona da hatırlattım. Cevabı daha uzun ve sosyolojik oldu. İlk iki evliliği yürümemişti çünkü gençti, evlilik kararını aşkın etkisi ile vermişti. Boşanma ile sonuçlanan evliliklerin yüzde yetmişi böyle idi.
“Bizim yaşımıza gelmiş kişiler için, aşk değil sevgi evliliği yapıldığı müddetçe, sorun olacağı inancında değilim,” diye sürdürdü. “Ama dikkat et. Aşk yoksa diyorum. Zira aşk fizyolojik bir hastalıktır. Nasıl kırk derece ateşli iken karar merciin çalışmazsa, aşk esnasında verdiğin karar da aynıdır -o an hastasındır. Yapacağın şey beklemektir. Bekleyeceksin, aşk normal seyrini tamamladıktan sonra karar mekanizmanı çalıştırabilir ve doğru kararlar alabilirsin.
“Bizler duyguları ile hareket eden adamlarız. Bugüne kadar duygularım beni hiç yanıltmadı -beni yanıltan hep ‘aşk’ oldu.
“Şimdi yanımda bağırarak konuşan bir kadın yok artık. İçip içip, sarhoş olup, kıskançlık krizine giren kadın yok. Bana zeytinyağlı yemekler yapan bir kadın var. Tabiatı ve ağaçları benim kadar seven bir kadın var. Küçük seramızda tohumundan çiçek ve sebze yetiştiren bir kadın var. Bol okuyan, bana ısmarladığım kitapları alan bir kadın var. Çocuk sahibi olmanın bu kısacık hayatta ve yaşadığımız planetin kaosunda insanlık suçu olduğuna inanan bir kadın var.”
İşte böyle.
(*) Sir Walter’in şiirinin orijinalini ve benim amatör çevrimi milliyet.com.tr adresinde yazımın altında bulabilirisiniz.
Look not thou on beauty's charming;
Sit thou still when kings are arming;

Taste not when the wine-cup glistens;
Speak not when the people listens;

Stop thine ear against the singer;      
From the red gold keep thy finger;

Vacant heart and hand and eye,
Easy live and quiet die.

Sir Walter Scott

LUCY ASHTON’UN ŞARKISI
Güzellerin cazibesine kapılma;
Krallar ordu toplarken katılma;
 
Şarap kasesi dolaşırken tadına bakma;
Herkes kulak kesildiyse çeneni açma;
 
Kulaklarını tıka söylenirken şarkı, çalınırken ut;
Parmağını kırmızı altından uzak tut;
 
Boş yürek ve göz ve el,
Kolay yaşa, sakin öl.
                                                                                                         metin  münir-milliyet
alıntıdır. linki
 http://ekonomi.milliyet.com.tr/kolay-yasa-sakin-ol/ekonomi/ekonomiyazardetay/12.05.2012/1539389/default.htm