Şimdi sizlere muhteşem bir kitabı tanıtmak istiyorum: dokuzyüz katlı insan. hani bir kitaba para verirsiniz deeğecek mi düşünürsünüz verceğiniz paraya değecek mi diye. verdiğiniz paranın her kuruşuna kadar hakkını veren bir eser. öncelikle bu eseri sizinle tanıştırmak bir onurdur. şimdi gelelim kısaca kitaba:
KİTABIN ADI: DOKUZYÜZ KATLI İNSAN
YAYINEVİ :KAKNÜS
YAYINLARI
SAYFASI : 450 SAYFA
BASIM YILI : 2007
KONUSU :PSİKOLOJİ/TRANSPERSONAL
PSİKOLOJİ(EGO PSİKOLOJİSİ)/SUFİZM
Kitabı sizlere özetlemeye çalışacağım. Öncelikle kitabı muhteşem yapan özellikleri sayalım.öncelikle Mustafa MERTER’in dili akıcı kitabı okurken zevk alarak okuyorsunuz. Kitap Transpersonal Psikoloji(ben ötesi psikoloji) alanında yazılmış. Bu psikoloji dalı batı psikologlarının kişilik/ benlik psikoljik kuramları ile islamda tasavvuf/ sufizm’in kişilik/ego’ya bakışını birleştiren bir psikolji dalı.
Kitabın adı mevlana'nın mesnevisinde; aziz dost! sen, tek bir kişi değilsin. sen, bir alemsin! sen derin ve çok büyük denizsin. ey insanı kamil! o senin muazzam varlığın, belki dokuz yüz kattır. dibi, kıyısı olmayan denizdir. cümlesindeki metafordan gelmektedir.
kitap o kadar akıcı ki sanki psikoloji veya tasavvuf kitabı okumuyorsunuzda roman okuyup içinde kayboluyorsunuz. özellikle kitabın ilk 110 sayfasında batı psikoljisinin insana/ kişiliğe bakış açısı çok güzel naksedilmiş.
islam tasavvufununu kişilik/ ego bakış açısı da çok güzel anlatılmış. tabi mustafa MERTER inancı ve kitaplarındaki metaforların anlatıcıya sağladığı kolaylık dolaylaısıyla mevlanayı seçmiş. mevlana anlatılırken kolaylık sağlanırken muhyiddini arabide aynı akıcılık ve anlatım derinliği eksik kalıyor. bir de tasavvufun mevlana ve muhyiddini arabiye sıkıştırılmayıp daha farklı ekollerle de zenginleştirelebilirdi.
son söz olarak diyebiliriz ki her insanın evinde bulunması gereken psikolojiye ve tasavvufa dair bir başyapıt. geç tanıştığım için kendimi şanssız addediyorum. bu yazdıklarım sizin kafanızı karıştırmasın. okuması çok kolay ve sizi terimlere boğmuyor.
KİTAPTAN İNCİ TANELERİ:
- Dinin bir tanımı da ' bilincin bilinçdışı alanlara entegre edilmesi' diyebiliriz.
- doğuştan gelen yetersizliği ile kadın(freud'a göre), değer kazanabilmek için dişiliğini aşırı derecede sergilemeli, erkekler dünyasında bedeninin mahrem yerlerini görüntü olarak sunarak ' şerefini' kurtarmalıdır. esasen burada trajik bir süreç yaşanır. batı dünyasının sözde özgür , çağdaş kadını farkına varmadan değerli olayım derken cinsel obje haline dönüşür. kendi bedenini erkek dünyasına pazarlar hale gelir.
- Nietzsche'nin insanı, kendi kendini aldatan fakat aynı zamanda ' güç arayışı' dürtüsünün hükmüne girmiş bir varlıktır. güç arayışının yanında bilme ve gerçeği arama dürtüsüde vardır. bu dürtü belkide gizli kalmış ölüm korkusudur. her duygu, görüş, tutum ve davranış aslında kendini aldatma ve yalandan ibarettir. herkes kendi kendine en uzak olandır.
- freud ve jung'un geliştirdiği bilinçdışı kavramlarının temelde farklı olduğuna şahit oluyoruz. freud'un bilinçdışı kavramı karanlık güçlerin hüküm sürdüğü kötü ve kaotik yapıdayken; jung'un bilinçdışı'nda insanın gelişimini dostça destekleyen figürler ön plana çıkmaktadır.
i şakra
- uzakdoğu hinduizm maneviyat geleneğine göre, birnci şakra hayatta kalmayı, ikincisi cinselliği, üçüncüsü güç arayışını ifade eder.
-bağımlılığın her türlüsü hayatta biir üst kata çıkma ümidini yitirip acıya dayanabilmek için kendi kendini uyuşturma mecburiyeti olarak görebilirsek insanın acısını daha yoğun hissedebiliriz.
-gözün açık iken içine bir üzünti çökerse üzülür, perişan olursan; bil ki gönül gözün kapalıdır. onu aç ki gamdan elemden kurtulasın. çektiğin sıkıntıyı, ızdırabı gönlünün iki gözünün kapalı olduğunu bil; çünkü gönül gözü kıyasa sığmaz sonsuz nur aramaktadır. bu nurdan mahrum kalmak seni perişan etmektedir. kendine gel de onları koru. (mevlana-mesnevi)
- perdeli insanlar hakk'ın inançlarında kendilerine rahmet etmesini isterler. ehli keşif ise hz. Allah'ın(cc) rahmetinin kendilerinde kaim olmasını isterler.
- size gelen her iyilik Allah'tandır. başınıza gelen her kötülük de kendinizden.(nisa suresi 79. ayet)
- aslında insan gözden, görüşten ibarettir. geriye kalan kısmı ettir, deridir. insanın gözü neyi görürse değeri o kadardır.(mevlana-mesnevi
HALİT SARI
