EINSTEIN GİBİ DÜŞÜNMEK- KURALLARA KARŞI ÇIKMANIN VE GİZLİ DEHANIZI KEŞFETMENİN BASİT YOLLARI-KİTAP TANITIMI
Çeviren: Tuncer Büyükonat
Yayın Yılı: 2001
Orjinal Adı: How to Think Like Einstein
280 sayfa
Beyaz Yayınları
İÇİNDEKILER
Bölüm
1 Einstein'ın Sırn ................... .............. 1,
Bölüm
2 Einstein Gibi Düşünmek . ..... ............ 15
Bölüm
3 Doğru Problem . ........... .......... ..... . 29
Bölüm
4 Fikrin Kötüsü Olmaz ......... .. ........... 55
Bölüm
5 Kalıpları Kırmak ........... .................. 67
Bölüm
6 Tohumları Ekmek . ........ . . .. . . ..... 87
Bölüm
7 Kurallara Karşı Çıkmak ................ 135
Bölüm
8 Bir Çözüm Üretmek ...................... 165
Bölüm
9 Büyük Acılardan Kaçınmak ... .........195
Bölüm
10 Organizasyonlarda Einstein Tarzı
Düşünme
. ......... : . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 21 1
Bölüm
1 1 Günlük Yaşamda Einstein
Gibi
Düşünmek . .. ......... ..... . . . . .... ............ 233
Ek A
Einstein Tarzı Düşünme Formları ............ 253
Ek B
Einstein'ın Denklemleri ...... . .......... . . ... 271
Yazar Hakkında ...............................................279
KİTAP HAKKINDA
Kitap herkesin elinde bulundurması gereken problem çözme ve sorunların üstesinden gelme problemini en büyük dahilerden birisi olan albert einstein üzerinden giderek anlamamıza yardımcı oluyor. tamamen başucu ve referans kitap niteliğinde. özellikle scott thorpe'n harika ve akıcı dili kitaba odaklanmanızı kolaylaştırıyor. okuyun okutturun
KİTAPTAN ALINTILAR :
"Sosyal çevrenin önyargılarına aykırı fikirleri çok az
kimse ılımlı bir şekilde ifade edebilir. Çoğu insan bu tür fikirlert'
üretmekten bile acizdir. " · -ALBERT EINSTEIN
Eğer bir problemi çözemediyseniz, büyük bir ihtimalle bir
kuralın tekerlek izine takılmışsınızdır. Hepimiz belli kurallara uyarız.
Kurallar gerçeği bulmamızı engelleyen kemikleşmiş düşünce-kalıplarıdır. Fikirler tekrarlanarak kural haline gelir.
Bir kural izi oluştuğunda, bununla çatışan bütün fikirler görmezden gelinir.
Kurallar çok doğru göründükleri için yenilikçi düşüncenin gelişmesini önlerler.
Yeni büyük fikirler, hayati çözümler mevcuttur. Onlar
geçerli düşüncenin hemen dışındadır. Aksi taktirde başka birisi onları zaten
bulacaktır. Çözümsüz problemleri çözebilmek için kurallara karşı çıkmalısınız.
Einstein'ın
problem çözme becerisinin, zekası ve bilgisiyle doğru orantılı oldugunu
zannederiz. Oysa, bilgisi arttıkça problem çözme yeteneği azalmıştır. Bilgisi
asgari düzeydeyken yenilikçiliği
azami
düzeydeydi. Bu ilişki hatalıymış gibi görünür. Uzayın ve zamanın sırlannı çözen
Einstein, yaşlı bilge profesör Einstein değildir. Henüz üniversiteye bile
gitmeyen bir gençtir. İsviçre patent bürosunda çalışıyor ve çamaşır makinesi
sıkıcıları üzerindeki yenilikleri gözden geçiriyordu. Bunun yanı sıra fizikle
uğraşıyordu. Ve kuralları çiğniyordu. Einstein'ın çözdüğü ve bize E=mc2 sonucunu
veren aslında eski bir problemdi. Bütün bir kuşak boyunca bilim adamları,
ışığın neden gözlemciye göre hep sabit bir hızla gidiyor gibi göründüğünü
bulmaya çalışıyordu. Bir
ışık
ışınına yaklaşmanıza veya uzaklaşmanıza bağlı olmaksızın, ışığın hızı daima
aynıdır. Bu bilimin en önemli ve şaşırtıcı problemlerinden biriydi. Birçok
parlak kişi çözüme yaklaşmış, fakat bir kuralın varlığı yüzünden başarıya
ulaşamamıştı.
Yüzlerce
yıl önce, Isaac Newton zamanın mutlak olduğuna karar vermişti. Daha hızlı veya
yavaş değildi. Bu evrenin sabitiydi. Newton'un gerekçesi akla yakındı, ve fikir
ondan sonra gelen her bilim adamının zihnine kesin ve derin olarak kazınmıştı.
Bu bütün bilimsel bilgilerin temelinde yer almaktaydı. Bilim adamlarının
"zaman mutlaktır" kuralına karşı çıkmaları düşünülemezdi
bile,
ve bu yüzden de problemi çözememişlerdi. Einstein Newton'un "zaman
mutlaktır" kuralım çiğnemekte bir sakınca görmedi. Sadece zamanın bir
nesne için başka bir nesneden daha hızlı olabileceğini düşündü. Bu problemi
tamamen değiştirdi. Einstein bilimin en
zor problemini bir kurala karşı çıkarak çözdü. Eğer kurallara karşı çıkmak
Einstein'ın dehasının sırrı ise, kuralları çiğnemediği zaman problemleri
çözebilme yeteneğinin azaldığı söylenebilir ki, olan da tam anlamıyla budur. Fizikçiler Einstein'ın
çalışmalarını incelerken yeni bir teori yarattılar. Bunun özünde belirsizlik
kavramı, yani bazı sonuçların önceden kestirilemeyeceği düşüncesi vardı.
Einstein belirsizliği sorunlu buluyordu. Gerekçesi ona evrenin önceden
kestirilebilir olması
gerektiğini
söylüyordu. Belirsizlikten nefret ediyordu. Tanrının evrenle zar attığına
inanamıyordu. Buluşları durdu. Artık kendi sağduyusu yüzünden kafası karışan
başka bir akıllı adamdı.
ABD
Deniz Kuvvetlerinden Amiral Harry Yarnell Japonların Pearl Harbor baskını
planını ilk olarak hazırlayan kişidir. En iyi rotaları saptamış, en iyi
stratejiyi çizmiştir. Hatta 1932'de iki uçak
gemisiyle bunun nasıl yapılabileceğini de göstermiştir. Japon
İmparatorluk Donanması fikrin değerini fark ederek bir Amerikan amiralinin
planını Amerikan Donanmasına karşı yapacakları
saldırıya
başarıyla uyarlamıştır. Amerikan savaş planlarını kullanmak kendilerini hiç rahatsız
etmemiştir. Eğer işe yarayacaksa, kaynağına bakmadan uygulayın.
Einstein
gibi düşünmek işe yarar, çünkü en güç problemleri çözmemizi önleyen en büyük
engeller kafamızın içindedir. Kurallara karşı çıkmak zordur. İşte bu nedenden
dolayı etrafta bir sürü akıllı insan, fakat çok az Einstein vardır. En güç
probleminizi çözebilmek için en değer verdiğiniz kurallardan birine karşı
çıkmak zorunda kalabilirsiniz. Henry Ford, Ford T'lerin seri üretimiyle bir
servet kazanmıştı. Ama bu modelin üretimini bir kural haline getirmesi yüzünden
aynı serveti kaybetmenin eşiğine gelmişti. Rakipleri giderek zenginleşen orta Einstein
'ın Sırrı sınıfa hitap eden süsleme ve seçeneklerle donatılmış arabalar
üretiyordu artık. Henry kendi kurallarına karşı çıkamadığı çıkamadığı için
siyah Ford T'leri üretmekte direterek pazar payını kaybetti.
"Bir
şeyi tekrar tekrar deneyip farklı sonuçlar almayı ummak kadar belirgin bir
delilik işareti yoktur." . ALBERT EINSTEIN
"Öğrenmeme
engel olan tek şey eğitimimdir. " -ALBERT EINSTEIN
Kurallara uymak üzere eğitildiğimiz için
kurallara karşı çıkma yeteneğimiz zamanla körelir. Eğitim, sosyalleşme, ve
standartlaşma bir araya gelip tekerlek izlerinin içinde kalmamızı alışkanlık
haline getirirler. Einstein hiçbir zaman bir konformist olmadı. Biz sessiz bir
profesör hatırlarız, fakat bize görelilik kuramını kazandıran Einstein'ın bir
davranış sorunu vardı. Nadiren derse girer, zamanını laboratuarda geçirmeyi
yeğlerdi. Zor bir eğitimdi ve Einstein özgürce hareket edebilmek
uğruna
çok sıkıntı çekiyordu. Profesörleri ona üniversitede bir görev vermekte
çekimser davranıyorlardı. Fakat Einstein o günün bilgilerini hocalarının körü
körüne esiri olmadan edindi. Bu ona büyük bir üstünlük sağladı. Okulu
bitirince, gerekenleri yapmayı, çoğunluğa uymayı
ve
otoriteye saygı duymayı öğrenmeye devam ederiz. Yenilenmeye ihtiyacı olan
kuruluşlar bile yeni düşüncelerin cesaretini kırarlar. Eğer bir toplantıda
birisi çıkıp "çılgınca" bir öneride bulunursa, kimse, "Aman,
böyle orijinal bir fikir bizi yeni bir çözüme götürebilir," demez. Bunun
yerine gözlerini çevirip tartışmaya geri dönerler. Bize kuralları öğrenmek,
kullanmak, ve saygı
göstermek
öğretilmiştir.
"Kader,
otoriteye karşı çıkmamı cezalandırmak için, beni bir otorite yaptı. " -ALBERT
EINSTEIN
Alexander Graham Bell'in sağırlara öğretmenlik
yapma kariyeri, telefon üzerinde çalışmaya
başladığı
zaman kendisine konuşmayla ilgili önemli bir esin vermiştir. Bir avantajı
vardı: elektrikli aletler hakkında çok az şey biliyordu. Herkes telgrafı
geliştirmeye çalışırken, Bell ses tellerini taklit etmekle uğraşıyordu. Telefon
kendisini zengin ettikten sonra, kurallara tekrar karşı çıkabileceği yeni
alanlara yöneldi. Bir adamı taşıyabilecek büyüklükte uçurtmalar imal etti,
hidrofoyl (hızlandığında
kayaklan
sayesinde su üzerinden yükselerek giden) tekneler inşa etti, ve fonografı
geliştirdi.
''Bazen
birinin bedavaya sahip olduğu bir şeye, başka biri çok b üyük bir bedel öder.
" ALBERT EINSTEIN
"Gözlem
yaparken, şans sadece \, hazırlıklı beyinlere yardımcı olur. " PASTEUR
Soru
olmazsa yanıt da olmaz. Yanıtlara ve çözümlere ulaşmamızın nedeni iyi sorular
sormamızdır
''Yirmi
birinci yüzyılın cahilleri okuma yazma bilmeyenler değil, öğrenemeyen, aksini
öğrenemeyen,
yeniden
öğrenemeyenler olacaktır. " -ALVIN TOFFLER
Çözümlemek
istediğiniz birden çok probleminiz varsa hepsi üzerinde yeterli çalışmayı
yapamayacak olsanız bile yazın. Sadece bir problem listesini düzenli olarak
gözden geçirmek bile ilginç fikirlere esin kaynağı olabilir. Çoğu problem,
dikkat yetersizliğinden ötürü çözümsüz kalır. Dikkatimizi zor problemler
üzerinde yeteri kadar toplamazsak bir çözüm kıvılcımı çakmaz. Fakat ne iş
yapıyor olursak olalım, beynimiz gün boyunca problemlerle uğraşabilir. Zihnin
sadece sizin bir çözüm isteyip istemediğinizi bilmesi yeterlidir. Bir problemi
düzenli olarak düşündüğünüzde, bu yaptığınız onu kısaca gözden geçirmek bile
olsa, beyninize bir çözüme gereksinim duyduğunuzu hatırlatmış olursunuz.
Nöronlarınız
birbirleriyle
konuşmaya başlar, ve en sonunda bazı yanıtlar bulununcaya kadar bu iletişimi
sürdürürler.Parlak matematik dahisi Maria Agnesi, sık sık uykusundan bir
probleme çözüm bularak uyanırdı. Çözümü ayrıntılarıyla yazdıktan sonra tekrar
uyurdu. Çoğunlukla sabahları kalktığında yatağında bir çözüme ulaşan işlemlerle
dolu sayfalar bularak hayrete düşerdi.
"Her
şey olabildiğince basitleştirilmelidir, ama daha fazla değil. " -ALBERT
EINSTEIN
Büyük
fikirler büyüktür, çünkü onlara ihtiyaç vardır. Rahatsız edici yeni fikirleri
dikkate almamız için, bazı nedenlerin bizi buna zorlaması gerekir. Bir çözüm
bulma gereksinimi, zihinsel ve fiziki atıllığımızı yenmemizi sağlayacak denli
şiddetli olmalıdır. Bundan dolayıdır ki, zorunluluk buluşun anasıdır diye bir
deyiş vardır. Eğer bir ihtiyaç varsa, bir çözüm bulunabilir. "Sessiz
Gece" adlı Noel ilahisi bir kilise orgunun bozulması nedeniyle
yazılmıştır. Noel ayini için sadece bir gitar mevcuttu. Sonuçta, gitar
eşliğinde söylenebilecek güzel bir ilahi bestelendi. Diğer bir dahi, Stephen
Hawking, fizik kariyerine güzel bir kızla tanışması ve onunla evlenmek istemesi
üzerine başladığını belirtmiştir. İyi bir işe ihtiyacı vardı. Hawking bir yuva
kurabilmek için evrenin sırlarını çözdü. James Spangler sonradan Hoover
elektrik süpürgeleri olarak ortaya çıkan icadı yaptı, çünkü kapıcılık işini
devam ettirmek istiyordu. Ağır halı yıkama makinesini kaldıramayacak kadar
yaşlıydı, ayrıca kalkan tozlar kendisini çok rahatsız ediyordu. Spangler
halıları temizlemek için başka bir yol bulamadığı taktirde işinden ayrılmak zorunda
kalacaktı ki, bu da onun göze alamadığı bir şeydi. Ve buldu.
Çözüm
bulmanız için gerekli motivasyonu sağlayacak ödül ve sonuçlar yaratmalısınız.
Çözmek istediğiniz problemi tanımladıktan sonra, başardığınız taktirde ne elde
edeceğinizi belirleyin. Bu sizi heyecanlandırmalı, tahrik etmelidir. Bir çözüm
üstünde ne zaman isterseniz çalışabilmelisiniz. Sizi havucu almaya iten
problemler mutlaka çözülür.
-
"İsteğin büyük olduğu yerde, güçlükler büyük
olamaz. " -NICCOLO MACHIAVELLI
Eğer
yeterli motivasyonu sağlayamıyorsanız, iki seçiminiz vardır: Problemi çözmeyi
bir kenara bırakmak veya ·yeni bir tutum yaratmak.
''Ne
olmaya çalıştığınıza dikkat edin; çünkü siz, olmaya çalıştığınız kişisiniz.
" -KURT VONNEGUT
Kristof Kolomb batıya doğru seyrederek Asya'ya
gitmek istemişti. Bu inanılmaz derecede aptalca bir
fikirdi.
Önde gelen denizciler ve bilim adamları dünyanın yuvarlak olduğunu biliyorlardı.
Fakat Asya'nın batıya seyrederek varılamayacak kadar uzak olduğunu da
biliyorlardı. On beşinci yüzyılın gemileri bu yolculuğu yapabilecek nitelikte
değildi. Eğer karşılarına Amerika kıtası çıkmasaydı, Kolomb ve mürettebatı Hawai'nin güneydoğusunda bir
yerlerde açık denizde açlıktan ölmüş olacaklardı. Kolomb'un bütün bilgileri
yanlıştı, ama yanlış olmasına rağmen onu yüzlerce yıllık tekerlek izlerinin dışına
çıkardı. Sonunda kendisine düşüncelerini test edebileceği kaynaklar ayrıldığında,
çok parlak bir keşifte bulundu. Bu onun yapmak istediği, veya yaptığını sandığı
keşif değildi, ama gene de önemliydi.
Sonraki
yıllarda insanlar onun öyküsünü gerçeklerden öylesine arındırdılar ki, Kristof
Kolomb bu önemli keşfi gerçekleştiren bilgilere ve açık bir vizyona sahip bir insan
gibi tanıtıldı. Fakat aslında Kolomb dünyayı değiştirecek bilgiye değil,
cesarete sahip olan bir adamdı. Bütün kötü fikirler, Kolombvari fikirlerdir.
Aradığınız çözümü sağlayamayabilirler, ama gene de sizi hiç kimsenin ummadığı
bir çözüme taşıyabilirler. Kolombvari fikirler değerlidir. Böyle fikirlerden
olabildiğince
çok
yaratın; sersemce görünecekler diye çekinmeyin.
"Hiç
hata yapmayan insan, hiçbir şey yapmayan insandır. " -THEODORE ROOSEVELT
"
Hayal gücü bilgiden daha önemlidir. " -ALBERT EINSTEIN
"Kendimi
ve düşünce yöntemlerimi irdelediğimde, pozitif bilgiyi algılamada
becerilerimden ziyade fantezi yeteneğimin daha etkili olduğu sonucuna vardım.
" .ALBERT EINSTEIN
''Daha
bilinenleri bile keşfedememiş olanlar, bilinmeyenlerle uğraşacak donanıma sahip
görünüyorlar neredeyse. " -ERIC HOFFER
"Özel
bir yeteneğim yok. Sadece çok meraklıyım. " -ALBERT EINSTEIN
''Eğer
bir ağacı kesmek için sekiz saatim olsaydı, bunun altı saatini baltamı bilemek
için harcardım. " -ABRAHAM LINCOLN
''İnançlı
bir kişi sadece ilgili olan doksan dokuz kişiye eşittir. " ---JOHN STUART MILL
Bir
seferinde Einstein ve asistanına bir kağıt ataşı lazım olmuştu. Ama sadece
kullanılmış ve bu yüzden eğilip bükülmüş bir ataş bulabilmişlerdi. Einstein
bunu düzeltmeye yeltendi, ama bunun içinde bir alet lazımdı. Bu kez de büroda
uygun bir alet aradılar. Alet araken bir kutu -ataş buldular. Einstein kutudan
bir ataş aldı ve onu eski ataşı düzeltmek için kullanabileceği şekle sokmaya ça
lıştı. Asistanı ona artık ellerinde bir kutu ataş varken neden hala eski ataşı
düzeltmeye çalıştığını sordu. Einstein şöyle cevap verdi: "Önüme bir kere
bir hedef koy-
;.dum
mu, beni döndürmek çok zorlaşır." İşte bu, büyük : 1 çözümler üretmek için
gerekli olan kararlılıktır. İyi bir fikri bir yanıta dönüştürmek zaman ve çaba
gerektirir.
İki şey
sınırsızdır: evren ve insanın aptallığı; ama ben evrenin sınırsız olduğundan
pek o kadar emin değilim. -ALBERT EINSTEIN
"Sıradan
beyinler kendi anlayışlarının ötesine geçen her şeyi genellikle reddederler.
" -FRANÇOIS LA ROCHEFOUCAULD
-