Daha önceki yazımızda israiloğulları ve hedeflerini
yazmıştık. Şimdi de ayet ve hadislerle Türkiye ve ortadoğu’nun kaderini yazmaya
çalışalım:
· Kulu
Muhammed'i geceleyin, Mescid-i Haram'dan kendisine bazı âyetlerimizi göstermek
için, etrafını mübarek kıldığımız Mescid-i Aksâ'ya götüren Allah, her türlü
noksan sıfatlardan münezzehtir. Şüphesiz ki her şeyi hakkıyla işiten, hakkıyla
gören O'dur.
Musa'ya da kitap verdik ve beni bırakıp
başkasını vekil edinmeyiniz diye onu İsrail oğulları için bir hidayet rehberi
kıldık.
Ey Nuh'la beraber gemiye taşıyarak
kurtardığımız kimselerin soyundan olanlar! Doğrusu o çok şükredici bir kuldu.
Biz İsrailoğulları'na Tevrat'ta şu hükmü
verdik: "Muhakkak siz, yeryüzünde iki defa fesat çıkaracaksınız ve
muhakkak büyük bir yükselişle yükseleceksiniz."
Birincisinin zamanı gelince,üzerinize güçlü
kuvvetli kullarımızı gönderdik. Onlar, evlerin aralarına girip araştırdılar. Bu
yerine getirilmesi gereken bir vaad idi.(isra 1-4)
Daha önceki
yazılarımızda özetlediğimiz gibi israiloğulları yeryüzünde bozgunculuk yaptığı
için Romalılar tarafından dünyanın dört bir tarafına sürülmüşlerdi. Cenabı hak
israiloğullarının dünyaya ikinci defa hükmedeceğini haber veriyor:
· Sonra sizi tekrar o istilacılar üzerine galip
kıldık ve size mallarla ve oğullarla yardım ettik. Ve toplum olarak sizin
sayınızı artırdık. Eğer iyilik
ederseniz, kendinize iyilik etmiş olursunuz ve eğer kötülük ederseniz yine
kendinizedir. Artık ikinci/diğer/sonuncu fesadınızın zamanı gelince,
yüzlerinizi üzüntüye sokmaları, kötülük yapmaları ve ilk kez girdikleri gibi
yine Mescid'e girmeleri, yükseltiklerini yerle bir etmeleri için onları tekrar
göndereceğiz.
Olur ki Rabbiniz size merhamet eder. Ama siz tekrar
dönerseniz biz de döneriz. Cehennemi, kâfirler için kuşatıcı bir zindan
yaptık.(isra 6-8)
Ayette açıkça belirtiliyor ki israiloğulları yeryüzünde tekrar bozgunculuk
yapacak, insanları üzecek, mescidi aksayı ve medeniyete ait ne varsa tahrip edecek. Umulurda tevbe ederseniz sizi
affederiz. Dönmezlerse cenabı hak onlara cehennemde azap edeceğini haber
veriyor.
Neden konuya israiloğulları’ndan girdim diye düşünenler
olabilir. Peygamber efendimizin(s.av) hadislerinde belirtilen en büyük fitne
deccal fitnesidir. Deccal’in kaynağının da israiloğulları olacağı çoğu kaynakta
belirtilmektedir. Cenabı hak bize deccal’in ve israiloğulları’nın dünyada
bozgunculuk yapacağını ama muvaffak olamayacaklarını şu ayetle anlatıyor:
"Gerçek şu ki, onlar hileli-düzenler kurdular. Oysa
onların düzenleri, dağları yerlerinden oynatacak da olsa, Allah Katında onlara
hazırlanmış düzen (kötü bir karşılık) vardır." (İbrahim Suresi, 46)
Deccal ve israiloğulları öyle bir teknoloji’ye sahip olacak
ki bu teknoloji dağları titretecek.
Harp teknolojisi yapay deprem silahı denilen bir alet.
İyonesfere gönderilen dalgalar sayesinde yapay depremlere neden olduğu
biliniyor. İlk defa 1966 da çinde denenen harp ile gölcük,
Endonezya,Japonya,Haiti gibi büyük depremlerin ve tsunamilerin oluşturulduğu
iddia ediliyor. Haarp ile ilgili daha fazla bilgiye ulaşabilmek için tıklayın:
http://michaelsikkofield.blogspot.com/2011/05/tesla-haarp-ve-illuminati.html
Aslında anlatılacak şeyler ansiklopedilere sığmaz. Ama kötülük
sağanağının sahibi olacağı söylenen deccali tanıyalım birazda:
“Bütün peygamberler
ümmetlerini yalancı kör deccâlin tehlikesine karşı uyarmışlardır. Şunu bilin
ki, onun bir gözü kördür; ama sizin azîz ve celîl olan Rabbiniz tek gözlü
değildir. Deccâlin iki gözünün arasına kâfir (ke-fe-re) diye yazılmıştır.”
(Buhârî, Fiten 26, Tevhîd 17; Müslim, Fiten 101, 102. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Melâhim 14, Sünnet 25-26; Tirmizî, Fiten 56, 62; İbni Mâce, Fiten 33)
(Buhârî, Fiten 26, Tevhîd 17; Müslim, Fiten 101, 102. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Melâhim 14, Sünnet 25-26; Tirmizî, Fiten 56, 62; İbni Mâce, Fiten 33)
Tabi bu olayların
kökenlerini çeşitli tarihlere ve olaylara uzatmak mümkün ama ben olayın
kökenini hepimizin yaşadığı bir olayla başlatmak istiyorum.
Bu hepimizin bildiği 11 eylül olayı:
Tozlu dumanlı, karanlık
bir fitne görülecek, bunu diğerleri takip edecek... (Kitab-ül Burhan fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman,
s. 26)
Bu iki bağlantıdaki yazıyı sonuna kadar okumanızı tavsiye ederim
Ekonomik kriz çıkacak ve birçok etkileri olacak:
Kazanç, belirli kişiler arasında dolaşacak, dar
gelirliler açlık ve sıkıntıya düşecekler.
- Herkes ''kazanamadığından ve geçinemediğinden''
şikayetçi olacak.
- Fakirler çoğalacak.
- “Açlık ve hayat pahalılığı alabildiğine yayılacak.”
- Ticaret ve yolların kesildiği ve fitnelerin çoğaldığı
zaman...
- İşlerin kesad gitmesi. Herkes "satamıyorum,
alamıyorum, kazanamıyorum!" diye yakınacak.
Arap baharıyla
ilgili hadisler
Bir fitne görülür, bunu
diğer fitneler takip eder, ve birinciler sonuncuların kılıçla çatışmaya dönüşünü
kamçılar ve bundan sonra bütün haramların helal sayılacağı bir fitne gelir.
Sonra da hilafet (Müslümanların manevi liderliği), yeryüzünün en hayırlısı olan
Hz. Mehdi (a.s.)’A evinde otururken gelecektir. (Kitab-ül Burhan fi Alametil Mehdiyyil Muntazar, 4.1)
Hiçbir tarafın ondan
mahfuz kalmayacağı bir fitne zuhur edecek, bu fitne kaldığı yerden hemen başka
bir tarafa yayılacak ve bu durum bir münadinin semadan seslenerek ‘ey insanlar,
emiriniz artık mehdi’dir’ demesine kadar devam edecektir. (El Kavlul Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyyil Muntazar, 22)
Iraktan sonra sıranın nereye
geleceği hadislerde açıkca anlatılmıştır:
Şam'da fitneler bir
taraftan sakinleştikçe, diğer bir taraftan alevlenir. Gökten çağırıcı bir melek
"Mehdi emirinizdir. Mehdi Halifenizdir" demedikçe de fitneler bitmez.
(Risalet-ül Huruc-ül Mehdi, s. 63)
yine bir başka hadiste sıralamanın ırak, Suriye ve Arabistan(
Mekke ve Medine) olacağını bize haber vermekte:
Resulullah (sav)
şöyle buyurmuştur: "...Öyle bela ve musibetler olacak ki, hiçbir kimse,
sığınabileceği bir makam bulamayacaktır. Bu belalar Şam'ın etrafında dolanacak,
Irak'ın üzerine çökecek. Arabistan yarımadasının elini ve ayağını
bağlayacaktır... Onlar belayı bir tarafta defetmeye çalışırlarken, diğer
taraftan o yine ortaya çıkacaktır."
(Kenzul Ummal, Kitab-ul kıyame kısm-ul efal, c.5, s. 38-39)
(Kenzul Ummal, Kitab-ul kıyame kısm-ul efal, c.5, s. 38-39)
………………..devamı gelecek
Halit SARI
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder