24 Mayıs 2014 Cumartesi

AVRUPA İLE İMTİYAZLI ORTAKLIK HEMEN ŞİMDİ!


Türkiye'nin avrupa birliği macerası 1963 yılında avrupa ekonomik topluluğuyla (AET) ortaklık anlaşması yapmasıyla başladı. 1999'da ise avrupa birliğine üye adaylığı statüsü elde etti. üyelik için avrupa birliğiyle müzakerelere ancak 2005'te başlayabildi. türkiye'nin tam üyelik süreci hala belirsizliğini korumakta. avrupa türkiye'yi avrupa birliğine almamak için büyük ayak diretiyor. bunun sebebi olarak toparlarsak 3 sebep ortaya konuyor:
1-) avrupa birliği bir hristiyan kulübüdür. türkiye'nin bir müslüman ülke olarak avrupa birliğinde yeri yoktur.
2-) ekonomik nedenlerle türkiye avrupa birliğine girmemeledir. 10000 dolar  kişi başı geliri olan kalabalık bir ülke , her ferdi 30000 dolar ile 70000 dolar arasında yıllık gelire sahip avrupa'yı fakirleştirip aşağıya çekebilir.
3-) avrupa birliği almanya-fransa'nın kontrolünde bir siyasi birliktir. eğer türkiye avrupa birliğine girerse birliğin en kalabalık üyesi olarak avrupa birliği karar mekanizmalarında önemli haklara sahip olacak. bu avrupa'da almanya-fransa ittifakına büyük darbe vurabilir. ayrıca almanya- fransa ittifakı tarafından dışlanıp taca atılan ingiltere'yi avrupa'da tekrar önemli bir konuma getirir.


Her ne sebeple olursa olsun avrupa birliği bizim için gereklidir. bunu tam üyelikle aşmamız şu an zor gözüküyor. bunun için imtiyazlı ortaklık düşünülmeli , tartışılmalı ve planlanmalıdır. türkiye'nin neden avrupa'ya ihtiyacı vardır:
1-) türkiye son 10 yılda kişi başı milli gelirini 2500 dolardan 10000 dolara çıkarmıştır. fakat Ali BABACAN'ın itiraf ettiği gibi 10000 dolardan 11000 dolara çıkarmakta zorlanmaktadır. yani orta gelir tuzağına düşmüştür. bu sorunu ancak güçlü bir ihracat yapısı ile aşmak zorundadır. 2014 itibariyle ihracatın % 44' ü avrupa birliği ülkelerine yapılmaktadır. avrupa birliği üyesi olmayan avrupa ülkeleri hesaba katıldığında bu rakam % 60'lara yaklaşmaktadır. yine en büyük ithalataı yaptığımız ülkeler avrupa birliği ülkeleridir. türkiyenin ihracatı ithalatının ancak % 60'nı karşılamaktadır. yani % 40 cari açık oluşmaktadır. bu cari açığın oluşmasındaki en büyük sorunlardan biride vize, kota gibi sorunlardır. bu sorunlar ortadan kalkmadan cari açığı ortadan kaldırmamız mümkün görünmemektedir.
2-) yukarda görüldüğü üzere birbirimizi sevmesekte avrupa bizim en büyük ekonomik ortağımızdır. belki şu aklınıza gelebilir. ya başka pazarlara açılsak ya. bu hemen ve kolay olabilecek bir iş değildir. zamanla o da olacak avrupanın ihracat ve ithalatımızdaki payı giderek düşecektir. ama şu anda avrupa önemlidir.
3-) kültürel olmasa da evrensel ahlaki ve hukuki normlar bizim üstümüzdedir. son 10  yılda bu normlar bizim hayatımızın işleyişini kolaylaştırdı.
4-) biz kendimizi güçlü sansakta çok eksiğimiz ve çok yumuşak karnımız var. bunları halledinceye kadar avrupa birliği sıçrama tahtası olarak kullanılmalıdır.

PEKİ NEDEN ŞİMDİ AVRUPA BİRLİĞİ İLE İMTİYAZLI ORTAKLIK
1-) Hatırlarsanız imtiyazlı ortaklık kavramını almanya ve merkel atmıştı. atma sebebi de bunun türkiye tarafından kesinlikle kabul edilmeyeceği için atmıştı. bu görüşü sahiplenerek avrupa ve almanyayı köşeye sıkıştırabiliriz.
2-) şu anda türkiye isteyen , bekletilen durumdayken, imtiyazlı ortaklık ile masanın güçlü tarafında olacak, istediklerini dikte ettirebilecektir. çünkü avrupa imtiyazlı ortaklık ile türkleri avrupa birliğine almamış gibi görünecek. hristiyan tabanına şirin gözükecek. ve en önemlisi de en büyük kabusu olan genişleme konusunda üye olmak isteyenlere üyelik yerine alternatif bir yöntem önerebilecektir.
3-) imtiyazlı ortaklık ile vize , kota ve gümrük birliği anlaşmasının olmusuz yönlerini ekarte edebileceğiz. bu ihracatımız için çok önemli.
4-) bu ortaklık sadece avrupa birliği ile ekonomik ve siyasi bir anlaşma olmayacak, avrupa birliğinin anlaşma imzalıdığı ülke ve bölgesel gruplarla yapılan anlaşmalarada taraf olabileceğiz. yani bir taşla bir sürü kuş vurmuş olacak.

PEKİ TÜRKİYE'YE DAHA BAŞKA NE YARARLARI OLABİLİR!
1-) Orta gelir tuzağı kırılabilir. türkiye kısa sürede avrupa birliği üyelerinin kişi başı gelir ortalamasına yaklaşabilir. 2023 ekonomi hedefleri gerçekleşebilir.
2-) birliğe üye olmadan imtiyazlı ortaklık ile euro'nun olumsuz etkilerinden ve avrupa birliğinde oluşabilecek olumsuz ekonomik durumlardan korunabilir.
3-) türk lirasında kalarak euro'nun verceği zararları yaşamaz  kendi ekonomik olumsuzluk durumlarında kendi paramız üzerinde tasarruf hakkımızı kullanarak(deveülasyon gibi) ekonomik sıkıntıları kısa sürede atlatabiliriz(2001'de olduğu gibi) ama yunanistan örneğinde olduğu gibi euro'da kalmak zorunda kaldığı için kriz katladıkça katladı.
4-) sadece avrupa'nın ekonomik ortağı olarak avrupanın siyasi kararlarından korunmuş olacağız.

bu olay bence iyice konuşulmalı,tartışılmalı. benim görüşüm avrupa zaten ekonomik ve kültürel olarak gerileme döneminde. 30-40 yıl içerisnde de avrupa'nın nükleer savaş yüzünden yok olacağını öngörmekteyim. bu dönemi türkiye olarak palazlanma , güçlenme ve süpergüç olmak için ön hazırlık dönemi olarak kullanmalıyız.

                                                                                                                                  HALİT SARI

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder