Bu kavramları anlamadan
illuminati’yi, masonluğu ve gizli örgütlerin amaçlarını bilemeyiz. Kavramlar ve
semboller bir toplumun, bir öğretinin kalbidir. Çünkü öğretinin , dinin ve
ideolojinin en büyük özelliği yayılmak ve insanlara ulaşmaktır. Bunu da kavram
ve sembollerle insanların kafasına kazırlar. Siz bir sembolü gördüğünüz zaman
sadece şeklini değil aynı zamanda manasını da aklınıza getirirsiniz. Bizde size
kavramlar ve semboller üzerinden size illuminati’yi anlatmaya çalışacağız:
Buradaki en önemli kavram
yaradalış kavramıdır. Buradaki temel kavramlar Allah-Şeytan, Habil-Kabil, İyi-
Kötü, Ahuramazda-Ehriman,Ying Ve Yang gibi kavramlarda olduğu gibi evrende iki
görüşün savaşı vardır. Ve bu savaş devam etmektedir. Bu yaradılış kavramının
özetidir. Buradaki bizi ilgilendiren en önemli unsur Allah – Şeytan arasındaki
savaştır. Allah kavramı dinin kuralları,
haram ve helalleri kapsarken-ibadet, itaat gibi- şeytan tam tersini kapsar.
Dinde meşru evlilik ön plana çıkmışken, ensest ilişkinin şeytani kavram olması
gibi.
Allahı temsil eden kesimde
peygamberler,evliyalar ve Allahın kulları varken şeytanın emrinde iblisler,
cinler ve büyücüler vardır. Çünkü büyücülük şeytanidir ve dinler büyücülüğü
kesinlikle yasaklamışlardır. Neden
büyücülük kavramına girdiğimi de anlatmak gerekirse illuminati ve
illuminati gibi okült örgütlerin temelinde
büyücülük vardır. Bunun tarihini anlatmak gerekirse:
"... Ve
onlar Şeytanların Süleyman'ın mülkü aleyhine uydurdukları şeylerin ardına
düştüler. Halbuki Süleyman asla küfretmedi. Sadece şeytanlar küfrettiler. Onlar
insanlara sihri ve Babil'deki iki meleğe -Hârut ile Mârut indirilenleri
öğretiyorlardı. Bu iki melek ise Biz ancak fitneyiz, sakın küfretme' demedikçe
kimseye sihir namına birşey öğretmezlerdi. Onlardan koca ile karısını ayıracak
şeyler öğrendiler. Halbuki bunlar, Allah'ın izni olmadıkça o sihirle kimseye
zarar verici değillerdi. Onlarsa kendilerine zarar verip fayda vermeyen Şeyleri
öğreniyorlardı. Andolsun onlar sihri satın alan kimse için âhirette hiçbir
nasip olmayacağını biliyorlardı. Ne fena bir şey karşılığında nefislerini
sattılar. Şayet bilmiş olsalardı" (el-Bakara, 2/102).
Hz. Allah Harut Ve Marut adlı iki melekle büyü ilmini insanlara
öğretiyor. Buradaki amaç insanlara yardımcı olmak. Ama her zaman olduğu gibi
insanlar bunu kötü emeller için kullanmaya başlıyor. Tabi Mısır’lılar büyücülükte
zirve noktaya ulaştılar :
Sonra on-ların ardmdan Musa ve Harun'u
âyetlerimizle birlikte Fir'avun'a ve adamlarına gönderdik; böbürlendiler ve suç
işleyen bir topluluk ol-dular. Onlara katımızdan gerçek (mucize) gelince: 'Bu,
bu apaçık bir büyüdür.' dediler. Musa: 'Size gelen gerçek için (böyle) mi
di-yorsunuz? Büyü müdür bu? Halbuki büyücü-ler iflah olmazlar.' dedi. Dediler
ki: 'Sen bizi, babalarımızı üzerinde bulduğumuz şeyden çeviresin de yeryüzünde
büyüklük yalnız iki-nize kalsın diye mi bize geldin? Biz size ina-nanacak
değiliz!" (yunus suresi: 75-78).
O sırada tabi Hz Musa kimlerdendi.
İsrailoğullarından. Babil hükümdarı Nebukadnazar Yahudileri yurtlarından
sürünce bir kısmıda Mısır’a yerleşmişlerdi. Yahudiler daha çok ikinci sınıf
insan muamalei görmekte , piramit ve tapınakların inşasında çalışıyorlardı. Tabi
mısırda büyü ilmini öğrendiler. Mısırın kültürünü benimsediler. Öyle ki Musa Aleyhisselam
ile Mısır’dan çıktıktan sonra Kızıldeniz mucizesini görmelerine rağmen ilk
fırsatta buzağıdan put yapıp tapmağa kalkışmışlardı.
İşte mısırda öğrendikleri bu
öğretileri kendi kültürleriyle yoğurarak Kabala(Kabbalah) ilmini ortaya
çıkardılar. Kabalanın her ne kadar Museviliğin tamamlayıcısı olduğunu iddia
etseler de aslında kabala büyücülüğün, şeytana tapınmanın yol ve yöntemi haline
gelmiştir.
İşte bu kabala
illuminati ve masonluğun temelini oluşturmaktadır. Ben size illuminatinini
tarihini veya kabalanın açılımını anlatmayacağım. İnternette bunlarla bir sürü
bilgi var. İlluminati, kabala ve masonlukta iç içe geçmiş semboller ve bunların
anlamlarını anlatmaya çalışacağım.illuminati ile ilgili en iyi internet
sitelerini yazıp gerekli videoları paylaşacağım. Eğer bu savaş Mehdi-Mesih Ve
Deccal arasındaki bir savaş ise bizde olmamız gereken safta yer alıp savaşımıza
başlayalım. Allah yar ve yardımcımız olsun. Bizi takip etmeye devam edin
Hatalı yorumlarla dolu. Kuran dikkatle irdelenmesi gereken bir kitaptır. Halkın günümüzde anladığı manada folklorik yapıda bir cin yada şeytan yoktur , kuran'da bu pasajlar bir tiyatro sahnesi/canlandırma şeklinde anlatılmıştır. Yani dünya üzerinde insan'dan başka CİN(tam olarak tanınmayan, şehirdeki yabancı kimse, kapının arkasındaki adam, metafizik olarak da düşünce vs..) MELEK (itaat eden güçler demektir en basit tabiriyle kimi yerde bir organımız olur, kimi yede savaşta desteğe gelen 5000 askerli bir ordu, kimi zaman gezegenler vs.. insana boyun eğdirilen melekler ise bizim bilgice kuşattıklarımızdır yani hayvanlar,bitkiler,toprak vs..) İBLİS insan özelinde bir kavramdır şeytana göre daha özel bir kavramdır şeytan ise bunun genel anlatımıdır. İnsan Allah2ın yasaklamış olduğu şu yasaklı ağacın meyvesinden yeyince: http://kurandini.net/images/stories/nefes%20borusu2.jpg
YanıtlaSilŞeytana uymuş ve kendileirne çirkin yerleri gözükmüştür. Buradan herkes üz mantık ile cinsel organları anlıyor oysa kuran mecaz-ı mürsel yapıyor, örneğin varaka sözcüğü yaprak olarak çevriliyor ancak bu sözcüğün etimolojik kökenine baktığınız vakit mal,mülk anlamına geldiğini görüyorsunuz, yani bizler nefsimize uyunca(meyveden yeyince) tekasür hastalığına yakalanıp istifçilik yapıyoruz. Ve bu dünya üzerindeki adaletsizliğin temelidir. Koskoca tekasür suresi var lütfen okuyunuz. Kuran'da devamlı geçen ''göğüslerindeki ağırlık,pislik vs.. işte bu yasaklanmış olan ağacın nesnel olarak solunum sistemi olmasıdır. Zira solunum sistemi bütün akli hazların önündeki engeldir ve 5 duyu organı ile insanı kısıtlamaya zorlar, sabrı bozar, aklı kullanmamızı zorlar işte Allah bilgiden uzak üretilmiş ham fikirlere şeytan diyor.